Genel · Gidesim

Korsika Sahillerinde Bekliyorumm…

Bir doğa harikası, aslında doğanın ta kendisi hem de nasıl ta kendisi anlatamam ya da anlatmaya çalışayım:
Çok uzun zamandır görmek istediğim bir yerdi Korsika adası. Gerek şansa karşıma çıkan, Korsika olduğunu bilmeden ve gördüğüm görüntüler karşısında hayran kaldığım hatta Korsika olduğunu öğrenince şaşkınlıkla inanamadığım, yollargerekse gideceğimiz haberini alınca özellikle yaptığım araştırmalar sonunda edindiğim bilgilerle daha da bir doğasına aşık olduğum ada. Seyrettiklerimden çok ama çok zevk almama rağmen maalesef hiç hoş olmayan bir gerçekle karşılaştım; ada inanılmaz dağlık ve yollar VİRAJLI 😞
Tabii ki bu herkesi çok etkileyebilecek bir durum değil ama bizim küçük kalfa zaten araba yolculuklarını çok sevmiyor, bir de üzerine iniş çıkışlar ve virajlar da eklenince pek bir huzursuz oluyor. Neyse ki gittiğimiz yer zaten bir tatil beldesi olduğundan dinlenme amaçlı yaparız dedik bu gezimizi ve moralimizi hiç bozmadık.
havaalaniBizi havaalanından büyük bir otobüs aldı. Hatta havaalanından araba kiralama imkanımız varken cesaret edemeyerek sonrasına bıraktık bu işi, tabii imkanlar elverirse dedik ve sonuç, maalesef.😁
Kısacık bir yol ve maalesef bu kadarcık bir yol bile karar vermemiz açısından bize çok yardımcı oldu; bu adada arabada midesi bulanan biriyseniz ve yanınızda yavrunuz varsa arabayla çok risk almayın derim ben; henüz ufak yavrucak, eziyet etmeye gerek yok, bir dahaki sefere artık.
O yolun nasıl geçtiğini bir ben bir de eşim bilir. Ne şebeklikler yaptık ne şebeklikler; aman ağlamasın aman çıkarmasın diye. Toplam elli dakikalık yolculuğumuzun bitmesine on dakika kala bu sefer benim midem fena oldu ve görev değişikliği; eşim kızcenin yanına geçti sinema küçük bir arayla devam etti. Neyse ki kazasız belasız atlattık ama otobüstekilerin yarısından çoğu ahhh, uuuh’la indi otobüsten. Bunun bir de dönüşü var, demedim.
Soğuk ve yağmurlu bir havadan ılık rüzgarların estiği bir yere gelmek çok çok iyi geldi.
Herhalde bu civarlarda denize girilebilecek son tarihlerde oradaydık. Hani insanın basireti bağlanır ya bizim de öyle olmuştu bu tatile gitmeye karar verdiğimizde, zaten karar verdiğimiz anı bile hatırlamıyorum, o kadar kısa sürede karar vermişiz ki, belli ki ihtiyacımız varmış 🙂 Sanki havanın şahane olacağı bir dönemde orada olacakmışız gibi gelmişti veya sanki ekvatora yakın bir yermiş gibi mi düşünmüştük; ne güzel demiş atalarımız basiret bağlanması. Hava temmuz ağustos yazı gibi değildi tabii ki ama sağolsun hiç yüzümüzü astırmadı. Denize de girdik, havuzdan da faydalandık, parmak arası terlikler, ince askılılar… denizde-ben
İnanılmaz bir sıcaklık çıkışı ve düşüşü; kahvaltıya giderken saat dokuzda hava 8 derece misal bir saat sonra odaya dönerken 18 derece, sonuç; montla kahvaltıya gidilip askılılarla dönülüyor hatta gölge aranıyor. Şikayet yok, eder miyim? Hayır tabii ki geldiğimiz ve döneceğimiz hava belli.

Öylesine temiz bir hava var ki nefes almak zevk veriyor; sürekli derin nefes alın diyerek ve tabii ki derin nefesler alarak geçirdim tatili.

İlk gün hem biraz tatil köyünü hem de Korsika’yı tanıtmak için bir toplantı yapıldı;
Öğrenilen: Bu adada mesafeler kilometreyle değil dakikayla ölçülür. Yollar inişli çıkışlı ve bool bol virajlı.
Sonuç: Oturunuz oturduğunuz yerde, araba kiralayıp gezmek hayal, yani dinlenme tatili.

Korsika, dediğimiz gibi bir ada, Fransa’nın güneyinde İtalya’nın batısında bir corseFransa toprağı. Oldukça da büyük, 8700 km2 ve gezilip görülecek çok yerleri olan bir ada, biz her ne kadar görememiş olsak da:) Kendine has özerklik durumları var, misal vergi hususunda. Ve kadınlara oy hakkını taaaaaa 1755 yılında vermişler, ama gelin görün kü bizdekine çok benzer hatta aynı isabetsiz durum onlarda da var; zamanında çocuklar arasında arsaları bölüştürürlerken erkek çocukları kayırmak için ekilebilecek olan yerleri onlara vermişler, deniz kıyılarını değersiz diye hatunlara vermişler; ee sopası yok değerlenmiş bütün sahil şeridi, kızlar zengin, has olmuş derler bizim memlekette; has olmuş.
Ve gayet nevi şahsına münhasır bir ada ve yaşayanları da aynı şekilde. İklimi sebep olmuş herhalde böyle sert karakterli olmalarına; çok güldüklerini görmedim açıkçası. Onların yüzlerinin gülmesini görebilmek adına yaptığım on girişimin yedisi sonuçsuz kalıyordu ama inatla devam ettim. Turist olduğunuzu anladıkları anda ki bu an çok uzun sürmüyor zira elinizde fotoğraf makinesi, sağı solu şakşuk, kısa öz cevaplar, muhabbet yok. Adalılara ise kakara kikiri, ben de istiyorum. Ama ada ruhu bana direnmeyi bıraktı olsa gerek, sonlara doğru başarı oranım yarıyı geçmişti; hatta espri yapan bile oldu:)
trende-bizBir gün hariç tatil köyünden çıkmadık. Deniz, kum, öğlen uyku, üç öğün yemeğe git gel derken bir haftayı yedik. Tabii ki bir daha gitmek isterim Korsika’ya fakat kızcenin büyümesi lazımmış bu sert ada şartları için. Sağlık olsun, dinlendik ve bu sayede kışa başlamadan bolca D vitaminimizi aldık.
Bir tam gün sabahtan akşama şehirdeydik.

Yolculuğumuzu trende yaptıplaj-resmik hem de ne yolculuk bayıldım, kıyı treniymiş bu; neredeyse bir saat sahil şeridi boyunca güzel plajları, dalgalı denizleri,yeşillikleri, dağları göre göre ağır ağır yol alıyorsunuz. İlk durağımızda çok fazla kalamadık zira fazla görülecek birşey yoktu. Sadece komik bir anı;
Tatil köyünde öğlen yemeğimizi yiyemeyeceğimiz için yanımıza bir sürü yiyecek verdiler fakat biz de yerel yemekleri tatmak istediğimizden bunları yemek istemedik. Çöpe atmak olmaz, vermeye kalksak nasıl bir tepkiyle karşılaşacağımızı bilemedik, ortalık bir yere bıraksak bomba sanırlar, bir tane kilise bulduk ve ben elimde üç torbayla içeri girdim. Görevli bir bayan buldum ve derdimi anlatmaya başladım. Dedim ;
-Hanımefendi, benim elimde yiyecek birşeyler var, bunları size verebilir miyim?
Hani orası kilise ve ihtiyacı olanlar olabilir ya öyle düşündüm, dedim. Kadın anlamadı ve anlamsız gözlerle bana neden diye sordu, neden mi? Nasıl neden, nasıl anlatayım ben? -Şimdi nasıl anlatayım ben size?
Kadından cevap;
-Tanrının önündesiniz, herşeyi söyleyebilirsiniz”
😳 Yahu bu benim söyleyemeyeceğim birşey değil ama uzun hikaye. Başladım ben de gaz ve toz bulutundan;
-Biz bir tatil köyünde kalıyoruz.
-Hangi tatil köyü, nereden geldiniz?
Yahu ne alaka, bir dinle değil mi, yok illaki herşeyi öğrenecek veya mahallenin delisi ve benimle dalga geçiyor.
– Blablabla.trende-uyku-2
Herşeyi anlattım en ince ayrıntısına kadar:) hatta yetmedi başka bir bayan daha geldi, ona da anlattım. Sonuçta kadınlar işi en ince ayrıntısına kadar anlayınca şaşkınlıkla karışık mutlulukla bana binbir teşekkür ettiler. Yüzümde sorguya çekilmenin garipliğiyle karışık mutluluk trene doğru yol aldık.
Tren dediğim gibi oldukça keyifli hatta öyle ki kızce keyfinden uyuyakaldı. Son durağı olan ineceğimiz Calvi’ye geldiğimizi de uyuyan bir yolcumuz olduğundan ve onu uyandırmaya kıyamadığımızdan trenin içinde bir saat daha bekledik. Tren eski tip bir tren ve içi, koltukları, tutma yerleri, camları, heryeri ben eskiyim diye bağırıyor. Eski kokusu vardır ya öyle işte, anladınız; eski aşınmış deri kılıflı koltuğun kenarı yılların ağırlıklarını taşımaktan yorulmuş ve adeta isyan ederek aradan sarı sarı süngerlerini çıkarmış. Camlar kirli değil eskilik lekeleri var. Biz içerde bir yandan nostalji hikayeleri kurarak zamanımızı geçirirken bir yandan da guuuuuz guuuuuz diye uyku sesleriyle vokal alıyoruz sahnemize. Ilık ılık esen bir rüzgar ve antikaya kaldırılmasına ramak kalmış bir trende biz.

Birbuçuk saat sonra kondüktör geliyor ve treni çalıştırınca ufak ufak ayaklanmaya başlıyor bizimki. Zamanlama şahane, şehre dalıyoruz tabii ki restoranlar kısmından:)

kaledenisanbaba Deniz kenarında ufak bir liman var ve hemen önünde bir sürü restoran, bar, kafeler. Çok renkli bir ortam burası, akşamları da eğlence artıyormuş. Tabii bizim saat 5’te kalkan bir trenimiz olduğundan göremedik ama hissedebildik:) Adanın gördüğümüz kısmındaki en güleryüzlü insanları burada toplanmışlar. Güzel bir yemek ve hemen ardından Calvi’nin en çok görülesi yerine doğru yürüme; tepelere tırmanıyoruz zira surlarla çevrili Calvi Kalesi yukarıda; tepeden seyrediyorsunuz aşağıdaki plajın ve karşısındaki dağın o muazzam manzaralarını. Çıktıkça çıktık, oldukça keyifliydi de. Yukarı çıkınca St-Jean-Baptiste kilisesi ile karşılaşıyorsunuz, içinin aydınlık olması ve beyaz rengin hakim olması sebebiyle oldukça güzel göründüğünü söyleyebilirim. Bu arada burada kimin olduğu söylenen ev var? Christophe Columbus. Hatta yerliler tarafından burada doğduğu bile söyleniyor ama kesinliğini bilemeyeceğim. Cenova’lılarla kendilerini başbaşa bırakıyorum. Döne döne çıktığımız yollardan yine döne döne ve manzaraya doya doya ağır ağır indik. Güzel manazaraya eşlik eden ılık rüzgarla keyfimiz arttıkça arttı diyebilirim. Dönüş trenimize az kaldığı ve kızçemiz de yorulmaya başladığından ara ara dinlenmeler veee bir sonraki durağımız olan St Marie kilisesinin önündeki şirin meydanda kahve molası. Ara sokaklarda salına salına dolaşıp hediyelik birkaç dükkan baktıktan sonra dönüş için yine o şirin trene geldik. Akşam uyurken inanın gözümün önünde hep o güzel manzaralar vardı; dalgalar, gün batımı, yeşiller, dağlar…

tepeden-manzara

Evet bir günlük de olsa gezimiz bize yetmişti. Eve dönmeden önce tabii ki magnet ve adaya özgü ve çok da güzel yaptıklarını düşündüğümüz şarküteri ürünleri, Canistrelli isimli envayi çeşit bisküvilerinden biraz, myrte isimli bizdeki yaban mersininin bir versiyonunun likörü, ki bu adaya özgü olup parfüm gibi kokuyor, peynir ve yine adaya özgü kestaneyle yapılan bilumum karışımlar almadan duramadık.

Hergün suya girmenin verdiği hazla yüzümüz sürekli gülüyordu.

kumsalda-ayakBulduğum her boşlukta nefes egzersizleri de yapıp ciğerlerime bayramlar yaşattım ve tabii ki eşim Burak ve Nisan’a da yaşattırdım 🙂 Adadasınız, hava temiz, güzel, ılık, sessiz ve mükemmel uygun bir ortam; artık böyle bir ortamda bunu yapmazsam tabii ki kendimi affedemezdim:) Bu konuyla ilgili ayrıntılı da konuşalım bir ara isterseniz. 👍

gun-batimi-ayisahildenisan

Bu asi adaya güle güle derken yeterince kendisinden istifade edemediğimizi ve bir sonraki seferi de düşünerek “Au revoir*” dedik. Söz bir dahaki sefere daha uzun kalacağız ve seni karııış karış gezeceğiz.

*Görüşmek üzere

Sevgilerrrr

 

One thought on “Korsika Sahillerinde Bekliyorumm…

Leave a comment